Çok korkuyorum ama virüsten değil.
Üst komşularım birbirini kesecek. Çığlıklar bağırışlar kavgalar… Anne baba ve 2 çocuk 4 gündür topyekun evdeler.
Tabi ki sadece benim komşularım değil, çocuklu tüm aileler şimdiden benzer bir durumda.
Daha “evden çıkmama gayretlerinin” ilk haftası bile dolmadan hem de…
Uzun yolculuklardaki tuvalet molalarındaki, kapı önü masasında görmeye alıştığımız kolonya, bu krizin divası oldu.
Meğerse yıllarca eski nesil eve gelene kolonya ikram ederken aslında bildiğin bir dezenfekte işlemi yapıyormuş. İkram falan değilmiş, yanındaki çikolata, veya kahve dezenfektasyonun kamuflajıymış sadece. Hatırlayan, hatırlar, küçük çocukların da kafaya dökülürdü. Bu da bit, pire varsa ölsün diyeydi herhalde! Ömrümüz yeter de büyük bir “bit veya pire salgınına” tanık olursak, ilaç kalmaz , sular kesilir, sabun biter falan böylece kolonyanın bu faydasını da öğreniriz….
Demedi demeyin!
Son iki haftadır tamamen evden çalışıyorum. Ancak kriz öncesinde de haftada 1-2 gün zaten evden çalışma şansına sahip ve bu terbiyeye alışkın biriyim.
Ama alışkın olmayana kolay olmadığını anlıyorum. Normalde Müge Anlı’nın yayın yaptığı saatlerde ofiste olan biz kurumsal hayat insanları, eve yollanınca, o kumandaları şeytan dolduruyor.
Yaaa göz ucuyla baksak ne olurr yaaa… durumu başlıyor!
İtiraz etmeyin! Biliyorum başlıyor işte 
Başta Whatsup, sonra Twitter, Instagram internet haberleri derken şirketten gelen COVID bildirimleriyle yüksek doz seviyesini çoktan geçtim
Ülke, ülke ;
Kim ne kadar resmi hasta bildirimde bulundu,
Kaç kayıp var,
Kim sınırları kapadı,
Kim toplu taşımı durdurdu,
Kim hava alanı tamamen veya kısmen kapadı biliyorum
Vallahi biliyorum, sorun söyleyeyim!
Hiç borsa takip etmedim ama bundan daha fazla stres ve ve anlık değişiklik barındıracağını düşünmüyorum.
Krizden hayırlısı ile çıkalım, ateşli borsa yatırımcısı formatına şerbetliyiz artık yatırım yapacak parayı da bulunca, bizi kimse durduramaz.
Zaten bu ruh hali de kolayca ortadan kalkamaz, stresi yüksek bir şeyleri anlık takip etmenin yoksunluk duygusunu yaşamamak için yerine bir şey koymalı!
Her şey mi boktan? Değil tabi ki; yıllar yılı başına her türlü felaket gelmiş olan biz Türkler, pek çok krizde yaptığımız gibi espri gücümüzü, kalkan ettik kendimize.
Capsler, karikatürler, videolar fıkralar, twitlerle ortalık yıkılıyor. Virüsten değilse de, gülmekten öleceğiz.
Hele Whatsup nehir oldu akıyor adeta; makaleler, videolar ve güncel haber paylaşımlarını okumaya yetemiyor, yetişemiyorum… Ama birileri hepsini okuyabiliyorsa, COVID bilgesi olarak çıkıp bu dünyayı kurtarabilir, ümitliyim!
Bana gelince, gündüz ev ofis (home office), akşamları süpermarket ve açık hava yürüyüşü için mahalledeki park üçgeninde geçiyor günlerim.
Bermuda şeytan üçgenim 
Şimdilik şikayetim yok, eşimle birbirimizi kesecek durumda da değiliz henüz ama durum uzar, sinirler iyice gerilirse, ne olur bilinmez.
Birbirimize ölümüne girişip, bir kayıp yaşarsak da olaya “Corona” süsü veririz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder