25 Aralık 2019 Çarşamba

Evli olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu! (mu cidden?)


Orta yaşlarınızda, kilonuza dikkat eden biriyseniz, evliyseniz  “evlendi ama kendini salmadı” olursunuz, bekarsanız “ hala bir umut , birini bulma gayretinde” olursunuz.
Kocalar umutsuz görünmemizin önleyicisidirler.

 Bir mini etek veya hafif  bir dekolte giydiğinizde,  evliyseniz bu sizi  “hoş ve alımlı”  yapabilirken, bekarsanız “aranıyor” olursunuz.
Kötü yola düşmemizi engellerler.

Kız arkadaşlarınızla veya  iş arkadaşlarınızla, geç saatte yemekten & eğlenceden dönüyorsanız, evliyseniz komşularınızın radarına bile girmezsiniz ama bekarsanız “kim bilir o saatte nereden dönüyorsunuzdur, sağlam pabuç değilsiniz”.
Dedikodu kovucudurlar kocalar.

Şakalaşıp gülüştüğünüz arkadaş ortamında, evliyseniz hoş sohbet ve esprili, bekarsanız histerik olabilirsiniz…
Zeki esprilerimizin, popülaritemizin , görünmez sponsorudurlar.

İş veya arkadaş ortamında, sizi rahatsız eden bir duruma verdiğiniz ölçülü bir tepki bile  “bekarlığın başınıza vurmasıyla”   oluşmuş bir asabiyetin dışa vurumudur. Bi evlenseniz geçer! Evliyseniz zaten ortaya koyduğunuz tepki yerindedir .
Yani hormonlarımızın kontrolü ve dengesi onlardan sorulur.

Evinizde beslediğiniz kedinizin yanı sıra sokakta da beslediğiniz, gereğinde iyileştirmek veya kısırlaştırmak için  veterinere taşıyıp durduğunuz  hayvanlarınız varsa  ve bekarsanız  “kedili deli kadın” ama evliyseniz “merhametli bir hayvanseversiniz”.
Akıl sağlığımızın muhafızlarıdırlar.

Bunları keşfettiğimiz de;

Sinek kadar da olsa  koca olsun başımda dursun’
Kocan it olsun, getirdiği et olsun."
Harman kadar yerin olacağına horoz boyda kocan olsun." …gibi  en seçkin! sözlerimizin  altındaki derin!! anlamı kavrarız. 
Tüm bu sözlerin çıkış noktası, başına vuran bekarlıktan, horoza, sineğe sarkma kıvamına gelen kadının yakarışı değil, toplumun şifresini çözmüş, bilge kadının hemcinslerine verdiği sarkastik tavsiyedir.



Buraya yeni yıl dileğimi bırakıyorum; 2020 yılında, kadın erkek demeden hepimiz, önemli olanın, “medeni halimizin evli veya bekar olması değil”, her halimizin, medeni ve önyargısız olması olduğunu anlayabiliriz.

Şimdiden herkese iyi seneler!

4 Aralık 2019 Çarşamba

Neden sosyal media paylaşımım yok!


Kişisel dronumum olsun, sinek  gibi tepemde gezsin!

Gün içinde en güzel açıyla fotoğraflarımı çeksin, bilgisayarıma yüklesin. Oradaki yapay zeka da gerekli photoshopları yapsın! İçlerinden en güzellerini seçip Insta’ya yüklesin,  en doğru ve ilgi çekici hashtaglari eklesin, günün ya da fotonun anlam ve önemine uygun bir satır yazsın…

Hatta, bu fotoğrafçı drone’a istediğim fotoğraf sanatçısının “bakış açısının” algoritmasını yükleyebileyim. Mesela Mert Alaş’a kimin itirazı olabilir? Biraz eski modaysanız Erol Atar da olabilir… Yani ne bileyim kimi seviyorsanız işte o!

Amatör selfilerimize karşılık, profesyonel açılar ve uygun filtrelerle 7/24  çalışacak kişisel fotoğrafçınız! Harika değil mi?

Sosyal medyayı kullanmıyor olmam asosyalliğimden değil, henüz  teknolojideki ilerlemenin, hayallerimin seviyesine ulaşmamasından!

Bütün bu imkanları sağlayın, bakın görün o zaman kimmiş Instagrammer!

İlkokuldayken hayalim, büyüdüğümde Jetgiller gibi uçan araçlarla ulaşımımı sağlamak ve evde işlerimizi yapan bir robotun konforunu sürmekti… O yaşlarda, araba kullanıp  hiç trafikte perişan olmamış , bakkala gitmekten başka ev işi yapmamış bir çocuk için de yaratıcı hayallermiş.



Hayallerime karşılık bugünün gerçekleri ise ancak taksi mesafesini kat eden dronelar, (ki ülkemizde henüz bir uygulaması yok!) ve evi süpürdüğünü sanan, çarptığı her engelle ne yapacağını şaşıran  (yarım) akıllı elektrik süpürgeleri…



Yani teknolojinin geldiği nokta henüz beklentilerimle paralel değil. Belki bundan 25-30 sene sonra dronelar uçan daire kıvamına gelir, yaygınlaşır ve daha uzun mesafeler katedilebilir.  Evi süpüren robotlar da gelişip,  yemeğe, ütüye, çamaşıra da girer ve hakkını vererek yapabilirler.

Gerçekten 25-30 yıl sonra bu noktaya gelirsek, Instagram (ya da yeni moda sosyal medya o zaman ne olacaksa) hesabımı paylaşımlara boğmam işten değil! Ya da… o yıllara kadar, iki boyutlu seyreden karayolu trafiğinden anam ağlamış, ev işinden canım çıkmış, geçen yıllarla pörsümüş ve geriye benden güzel bir şey kalmamışsa  yine  de sosyal medyada olmayabilirim…