24 Temmuz 2015 Cuma

Bi daha da sen sakın bilet alma!



Uykusuz’un son sayısında Alpay Erdem’i okuyorum. Saat 18.35’e almaya çalıştığı uçak biletini bilgisayar başında geçirdiği  bir saate rağmen sabah 08.35 aldığını ve bunu da 15-20 dk sonra telefonuna gelen sms ile farkettiğini anlatıyor. Sevgili eşi Özlem devreye girip düzeltiyor “bi daha da sen sakın bilet alma” diyor…

Özlem’i arayıp dertleşesim, “ kızım bu da ne ki, bi de bizim evdekini gör!” diyesim geliyor… (Bu laubali konuşmama bakmayın, tanışıklığım yok.)

Evdeki organizasyon ve tatillerin müdürü benim. Ama zorunluluktan… Hani içmeye gidersin arkadaşınla da o senden daha hızlı içer sarhoş olur, sen de olay kontrolden çıkmasın diye toplarsın kendini… bi daha da bu “pis” ile içen ne olsun dersin… Benimki o hesap!

Nereye gidilecek, ne kadar kalınacak, oradayken civarda nereler gezilecek, uçak ve otel rezervasyonları vs. benim sorumluluğum.
Gittiğimiz yerlerde, ne yenir, ne içilir, hangi kafe restaron iyidir bunlar da eşimin görevi. Bir de tren ve metrolara makinelerden biletleri o alıyor. Makine İtalyanca da İspanyolca da olsa anlıyor ve alıyor valla! Ne güzel alıyor, hep doğru yere gidiyoruz, ne kadar akıllı.

Bir de sokakta ondan sigara isteyen berduşlara ve öğrencilere sigara veriyor. Hep gelip ondan istiyorlar. O da hiç kırmıyor.  Kızların sigarasını yakıyor falan… “Hep iyi niyetimden” diyor. Bence benimkinden… :)

Tekrar bilete dönüyorum.

Bundan yaklaşık 2 sene evvel;

Bir gün, akşama süprizim var diyor. THY de promosyon varmış bu defa da “prensesime ben süpriz yapıyorum” diyor (ama ne süpriz) . Ayy nasıl seviniyorum. Akşam olup iş çıkışında evde bir araya geldiğimizde ağzını bıçak açmıyor.

“Kimdi olum beni arayan öğlen, süprizim var” diyen “seni gezmelere götüreceğim” diye vaadlerde bulunan?

“Beebebe ben Bodrum bileti almıştım” diyor;

Ama biletlere göre Cuma akşamı Istanbul’dan Bodrum’a gitmeliyiz fakat ne yapıp edip iki gün önce Bodrum’dan İstanbul’a dönmeliyiz…

İşte o gün bugün bi daha da biletleri hep ben alıyorum.